İstanbul’a döndüklerinde ilk yaptıkları iş müzik yapma arzusuyla dolmuş ,hatta taşmak üzere olan Feride'yi ani bir teklifle gruba katmak oldu.

Yaz tatili boyunca yaşadıkları tecrübelerden faydalanmak isteyen grup, aynı ortam koklama yöntemini benimseyerek Galata Kulesi dolaylarında Enginar Kafe'de çat kapı çalmaya başladılar.

Grup Mine’nin MD(Mini Disk)'i aracılığıyla bu dönemden başlayarak iyi kötü ne çalıyorlarsa kaydetmeye ve bunları geçmişin taze anıları olarak bir araya toplamaya başlar. 

Bu arada belki yazın güney sahillerinde geçirdikleri güzellikleri Feride ile paylaşmak, belki de kışın ortasında bir kaçamak yapabilmek arzusu ile ilk önlerine çıkan uzunca bir tatilde Olimpos yollarına düşerler.
Oldukça soğuk hatta dondurucu bir iklimde Olimpos'un yerlileri ve grup elemanları gibi çeşitli şehirlerden kaçıp gelen küçük bir grup maceraperest ile birlikte akşamları ya gürül gürül yanan sobanın etrafında yada dayanılabilir kadar soğuksa dışarda yanan kamp ateşinin etrafında her zamanki gibi müzikli saatler geçirdiler.



Güzel geçen bu dönemden sonra
Kadıköy Gitar Kafede sürekli çalmaktan yorgunlaşmaya başlayan grup zamanla iç çekişmelerin pençesine düşmüş, Çağlayan'ın doymak bilmez heyecan ve yenilik arayışları yüzünden grup elemanları ve özellikle Onok üzerine uyguladığı çok çalışmak çok çalmak gerektiği doğrultusundaki baskılar yavaş yavaş Onok ile Çağlayanın yollarını ayırmaları sonucunu hazırlamıştır.